Felçli hastalarda kontraktür denilen eklem hareketlerinde kısıtlılık oluşabilmektedir. Kontraktürler eklemin normal hareket derecesini kısıtlayan kas veya bağ dokularındaki aşırı tutukluk ile ilişkilidir. İnme ya da beyin hasarlı hastalarda kontraktür gelişimi, çoğunlukla kas kasılmalarındaki istenmeyen artış olarak ifade edilen spastisiteye bağlı oluşur. Beyinde damar tıkanması veya beyin kanaması nedenli inme geçirmiş hastalarda bazen spastisite o kadar fazla olur ki, felçli ellerini sıkarak yumruk yaparlar, parmakları pençe gibi kapanır ve zorlukla açılır. Eğer dikkat edilmezse bir süre sonra el eklemlerinde kontraktür gelişebilir. Kontraktür olduğunda eklemler dışarıdan kuvvet uygulanarak bile normal derecelerde hareket ettirilemez.
Normalde beynimiz vücudumuzdaki kasların gerimini sürekli kontrol eder. Herhangi bir iş yapmadığımız durumlarda bile, duruş ve pozisyonumuzu koruyacak ölçüde kaslarımızın bir miktar kasılması gerekir. Bu gerime tonus denilir. İnme ve beyin hasarlarında kaslar normal tonuslarını sürdürmelerini sağlayan sinyalleri alamaz. Bu nedenle bazı kaslarda tonus artışı, bazı kaslarda ise tonus azalması olabilir. Spastisite tonus artışı çeşitlerinden biridir. İnmeli hastalarda el bileğini büken ve içe döndüren, parmakları yuman kaslarda spastisite artışı olur ve eklemler kasların fazla kasıldığı yönde pozisyon alabilir. Spastisite tedavi edilmez ve eklemlerin uzun süre spastisite etkisinde pozisyon almasının önüne geçilmezse kontraktür gelişir.
Vücudumuzdaki pek çok organ için kullan ya da kaybet prensibi geçerlidir. İnmeye bağlı el, kol ve bacakta tek taraflı felç gelişen durumda hasta fizik tedavi ve rehabilitasyona alınmazsa, felçli tarafını ihmal ederse beyin o tarafı iyice unutur. Kullanılmayan kas ve eklemlerden beyne sinyal gitmez. Beyinden de felçli tarafa sinyal gitmez. Sonuçta spastisite artar, kontraktürler gelişir. Kontraktürler oldukça ağrılı hale gelebilir. İnme hastalarının felçli taraflarına hareket yaptırılmazsa omuz, dirsek, el bileği ve el parmak eklemleri oldukça ağrılı bir şekilde tutuk kalabilir. Bu durumda felçli hasta sadece sağlam tarafını kullanmaya meyilli olur. Felçten etkilenmiş kol ve elini kullanmadıkça düzelme, iyileşme şansı gitgide azalır.
Felçli hastaların ellerini nasıl açabiliriz?
Kontraktürlerle başa çıkmada en etkili yol şüphesiz ki en başından dikkat edip oluşmalarını önlemektir. Bunun için inme sonrası ilk günlerden itibaren pasif eklem hareket açıklığı egzersizleri yapılmalı ve el ile ayak eklemlerini doğru pozisyonlayan cihazlar (ortezler) kullanılmalıdır. El-el bileği ortezleri eklemleri pozisyonlama yanında spastik kaslara devamlı germe uygulayacak şekilde tasarlanabilir. Spastisite oluşunca etkilenen kaslara nazik germe yapılmalıdır. Germe ile kaslardan beyne sinyal gider ve kaslar bir miktar gevşer. Kontraktür gelişmişse bunları geri döndürmenin ilk adımı da germe egzersizleridir. Düzenli yapılacak germe / esnetme egzersizleri ile eklemlere normal hareket açıklıkları geri kazandırılabilir. Eğer spastisite fazla ise ve germe egzersizleri çok ağrılı geçiyorsa spastik kaslara Botulinum toksin A enjeksiyonu yapılarak gevşeme sağlanabilir. Botulinum toksin A enjeksiyonlarının kas gevşetici etkisi birkaç ay sürer, ancak bu sürede yoğun egzersiz ve fizik tedavi yapılırsa felç tedavisinde kalıcı kazanımlar elde edilebilir. Yoğun nörorehabilitasyon ile beyinde felçli tarafı kullanmaya özel yeni sinir devreleri oluşması sağlanır (plastisite). Beyin felçli taraf kasları tekrar kontrol edebildiğinde kas tonusu da normale gelebilir ve spastisite kalıcı olarak azalabilir.
Felçli hastaların ellerini tekrar açmak ve kullanmalarını sağlamada robotik fizik tedavi ile yoğun egzersiz, ergoterapi, bilgisayarlı sistemlerle amaca yönelik ve hasta motivasyonunu arttıran sanal gerçeklik veya arttırılmış gerçeklik yöntemleri, zorunlu kullanım terapisi yararlı olabilmektedir.
İlginizi çekebilir: Felçli El Tedavisi