İnme Tedavisinde Kök Hücre

Son yıllarda inme tedavisinde kök hücre kullanımı yoğun şekilde araştırılan bir konudur.

Kök hücre nedir?

Kök hücre tedavisinin felçli hastaların iyileşmesine nasıl yardım ettiğini anlamak için öncelikle kök hücreleri bilmemiz gerekiyor. Kök hücreler en basit ifadesiyle daha spesifik hücrelere dönüşebilme potansiyeli taşıyan farklılaşmamış hücrelerdir. Yani kök hücreler doğru şartlar altında herhangi bir tip hücreye dönüşebilir. Örneğin beyin hücresine dönüşerek inme sonrası iyileşmeye yardım edebilir.

İki tip kök hücre vardır:

Embriyonik kök hücreler spermin yumurtayı döllemesinin ardından anne rahminde şekillenen insan cenininde ilk 8 hafta boyunca bulunan hücrelerdir.

Erişkin kök hücreler ise erişkin bedeninde bulunur. Kemik iliği, beyin ve faklı organlarda yerleşik olabilirler. Mezenkimal kök hücre, nöral kök hücre ve indüklenmiş pluripotent kök hücre gibi alt tipleri vardır. İnme tedavisi için erişkin kök hücreler kullanılır.

İnme tedavisinde kök hücre nasıl etki eder?

İnmeye bağlı beyin hasarında sadece sinir hücreleri ölmez, sinir hücreleri arasındaki bağlantılar ve damarlar da zedelenir. Kök hücreler ile bu hasarlı hücrelerin yenilenmesi hedeflenir.

Kök hücre tedavisinde hastanın kemik iliğinden alınıp ayrıştırılan kök hücreler beynin hasarlı alanları etrafına cerrahi olarak ekilir. Başka yöntemler de mevcuttur; örneğin atardamar yada toplardamarlar yoluyla veya beyin ve omurilik sıvısına direkt uygulandığı çalışmalar vardır. Damar yoluyla verildiğinde kök hücrelerin hasarlı dokudan salınan bazı kimyasal moleküllerin çekimi ile ilgili bölgeye ulaştığı varsayılır. Ancak bu yöntemlerde direkt cerrahi yerleştirmeye göre daha fazla kök hücre gerekir.

Kök hücre tedavisinin inmeden sonra erken dönem ve geç dönemde uygulanmasının etkileri araştırılmaktadır. Uygulama zamanı kullanılan kök hücre tipi ve elde edilmesi umulan fayda tarafından belirlenir. Beyin hasarının erken döneminde kök hücreler hasarlı dokunun onarılması ve iyileşmesine yardım edebilir. Kronik dönem kök hücre uygulamalarında ise esas hedef hareketlerin geri kazanılması gibi fonksiyonel iyileşmedir.

Bazı çalışmalarda kök hücrelerin hayatta kalıp çoğalıp farklılaşarak hasarlı sinir ve damar yapılarını tamir ettiği öne sürülmektedir. Başka bazı çalışmalarda ise kök hücrelerin beyin hücresine dönüşmediği, onun yerine çok güçlü büyüme faktörleri, molekül ve proteinleri üreterek iyileşmenin doğal mekanizmasını kuvvetlendirdiği görülmektedir. Buna göre kök hücrelerin eklenmesi ile var olan nöronların sinaps (bağlantı) sayısı artar, yeni kan damarları oluşur, bağışıklık sistemi fonksiyonları düzenlenir. Sonuçta kök hücrelerin varlığı ile erişkin beyni bir bakıma yenidoğan veya bebek beynine benzer. Bebek beyni erişkine kıyasla hasar sonrası kendini daha yüksek oranda onarır. Kök hücreler beyinde yeni sinir hücrelerine dönüşmese bile beynin bebeklikteki gibi yeni hücre üretebilmesini sağlayabilir. Mekanizma ne olursa olsun en önemli hedef hastanın fonksiyonel olarak anlamlı iyileşmesini sağlamaktır ve çalışma sonuçları bu açıdan umut vericidir.

Kök hücre tedavisinin olası bir yan etkisi, her hücreye dönüşme potansiyeli olan bu hücrelerin kanserleşme ihtimalidir. Allojenik kök hücre nakli denilen başka bir kişiden alınmış kök hücrelerin kullanımı durumunda bağışıklık sistemi aktivasyonu riski oluşur.

Sonuç

Kök hücre tedavisi hala rutin kabul gören bir yöntem değil ve oldukça pahalı. Bu alanda bilimsel çalışmalar devam ediyor. Hangi tip kök hücrenin inmeden sonra hangi zaman diliminde ve hangi yolla uygulanması gerektiği gibi temel konularda henüz görüş birliği yok. Bilimsel çalışmalar kapsamında kök hücre tedavisinin maliyeti çeşitli fonlar ve şirketler tarafından karşılanabilmekte. Kök hücre merkezlerinden birine başvurarak daha ayrıntılı bilgi edinebilirsiniz.

Kaynaklar

Uzman Doktor Deniz Doğan
Mecburi hizmetini Silopi Devlet Hastanesi’nde yapmıştır. Şu anda Gaziosmanpaşa Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde çalışmaktadır. Uzm. Dr. Deniz Doğan tıp fakültesi eğitimini 2010 yılında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde tamamlamıştır. Tıpta uzmanlık eğitimini 2015 yılında Trakya Üniversitesi’nde tamamlamıştır.