Depresyon Tedavisinde Ketamin

Mart 2019’da Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA), depresyon tedavisinde ketamin kullanımını onayladı. Nazal sprey formunda piyasaya sürülen bu ilaç daha önce sakinleştirici amaçla kullanılıyordu. Ketamin tedavisi son yıllarda major depresyon tedavisindeki en önemli gelişme olarak kabul ediliyor.

Nörotransmitterler

Beynimizdeki nöronların aktivitesi duygu ve düşüncelerimizi meydana getirir. Nöronlar sinyalleri elektriksel olarak iletir ancak iki nöron arasındaki bağlantı kimyasaldır. Bir nöronun diğeriyle kurduğu bağlantı olan sinapsta uyarı kimyasal moleküllerle taşınır. Birinci nörondan salınan kimyasallar ikinci nöronun uyarılmasını kolaylaştırıcı veya zorlaştırıcı etki gösterebilir. Bu amaçla kullanılan kimyasal moleküllere nörotransmitter denir. Beyinde en sık bulunan nörotransmitterler glutamat ve GABA’dır. İkisi de beyindeki bağlantıların yaklaşık yarısında mevcuttur. Glutamat uyarıcı niteliktedir. GABA ise baskılayıcı (inhibitör) etkidedir. Dopamin, serotonin, norepinefrin gibi başka nörotransmitterler de vardır. Bunlar davranışlarımızı etkilediği bilinen nörotransmitterlerden bazılarıdır. Aslında beynimizde şimdiye kadar 200 civarında nörotransmitter keşfedilmiştir.

Depresyon Neden Olur?

Beyni etkileyen ilaçlar genellikle doğal nörotransmitterleri taklit eder, kuvvetlendirir veya baskılar. Nörotransmitterlerin davranışsal rolleri hakkındaki bilgilerin büyük kısmı onlarla etkileşen psikoaktif ilaçların etkilerinin gözlemlenmasi ile öğrenilmiştir. Depresyonda da böyle olmuştur. Aslında depresyonun nöral düzeyde tam olarak ne olduğunu bildiğimiz söylenemez. Çünkü farklı kişilerde kendini farklı şekillerde gösteren bir hastalıktır. Pek çok psikiyatrik sorunda olduğu gibi, davranışları gözleyerek hastalık anlaşılmaya çalışılmaktadır. Düşük ruh hali, yorgunluk, zihinsel sis, intihar düşüncesi depresyon belirtilerinden bazılarıdır. 1960’larda bilim insanları beyinde serotonin düzeyini değiştiren ilaçların psikolojik yan etkilere neden olduğunu fark etmiştir. Serotonini azaltanlar depresif belirtilere yol açmıştır. Serotonini yükselten ilaçlar ise depresyon belirtilerini hafifletmiştir. Bu gözlemler ışığında serotonin hipotezi oluşturulmuştur. Buna göre depresyon serotonin düzeyinin azalması ile ilişkilidir.

SSRI’lar (prozac, cipram, lustral vb) seçici serotonin gerialım inhibitörü ilaçlardır. Serotonin aktivitesini arttırarak depresyonun tedavi edilmesi amacıyla geliştirilmişlerdir. Ancak serotonin azlığı depresyonu bütünüyle açıklamaya yetmez. Depresyonlu hastalarda pek çok başka nörotransmitterin de düzeyi değişir. Bu nedenle sadece serotonin düzeyini yükseltmek yeterli olmayabilir. Hastaların yaklaşık üçte biri SSRI tedavisine cevap vermez.

Ketamin

Ketamin glutamat sinyal yolu üzerinden etki eder. Glutamat nöronları daha aktif yapan ana nörotransmitterdir. Beyindeki bağlantıların yarısında bulunduğu için glutamat aktivitesini değiştirmek çok geniş etkilere neden olabilir. Yüksek dozlarda ketamin beynin üst ve aşağı seviyelerini birbirinden ayırır. İnsanın dış dünyayla bağlantısını keser. Kişi görme, işitme, ağrı gibi duyuları algılamaz ve anı oluşturmaz. Bu özelliği ameliyat için anestezi alacak hastalarda faydalıdır. Üstelik pek çok sedatiften farklı olarak kalp ve akciğer fonksiyonlarını etkilemez. Bu nedenle ABD’de 1970’lerde kullanımı onaylanmıştır.

Düşük doz ketaminin depresyon belirtileri üzerine etkisi ilk olarak 1990’ların sonunda fark edilmiştir. Antidepresan etki ilaç alındıktan sonra saatler içinde başlar ve haftalar boyunca devam edebilir. Etki paterni SSRI’lardan oldukça farklıdır. SSRI’ların etki göstermesi için aylar geçmesi gerekebilir, bırakıldıklarında ise çabucak etkileri azalır.

Ketamin glutamat sinyalini geçici olarak etkilemekten daha fazlasını yapıyor görünmektedir. Nöronların yeni bağlantılar oluşturmasını teşvik eden kimyasalların salgılanmasını uyarıyor olabilir. Bilişsel davranışsal terapi gibi diğer tedavilerle kombine edilirse ketamin tedavisi hastaların hızla yeni nöral bağlantılar oluşturup duygularını kontrol etmelerine yardım edebilir. Araştırmalara göre SSRI’ların etki etmediği durumlarda bile ketamin hastaların yarısından fazlasında yararlı olabilir. Ancak yeni bir tedavi olduğu için tedbir elden bırakılmamalıdır. Ketamin halüsinasyonlara neden olabilir, bağımlılık ve ilaç istismarı riski de vardır. Bu nedenle FDA orta veya ağır depresyonda en az iki farklı ilaca yanıtsız hastalarda kullanımını onaylamıştır. Sonuç olarak ketamin glutamat yolu üzerinden depresyon tedavisinde yeni bir seçenek sağlamıştır. Etkilerinin gözlenmesi depresyonun hücresel mekanizmalarının daha iyi anlaşılmasına yardım edebilir.

Referans

Mecburi hizmetini Silopi Devlet Hastanesi’nde yapmıştır. Şu anda Gaziosmanpaşa Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde çalışmaktadır. Uzm. Dr. Deniz Doğan tıp fakültesi eğitimini 2010 yılında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde tamamlamıştır. Tıpta uzmanlık eğitimini 2015 yılında Trakya Üniversitesi’nde tamamlamıştır.
Exit mobile version