Nöroplastisite, en basit ifadeyle beynin sinir devrelerini yeniden düzenleyebilme becerisidir. Bu beceri sayesinde, bebeklikten erişkinliğe uzanan süreçte, beynimiz yeni şeyler öğrenip gelişebilir. Ayrıca inme veya farklı nedenlerle gelişen beyin hasarından sonra iyileşmek, nöroplastisite sayesinde mümkündür.
Beynimiz pek çok bilgiyi aynı anda işleme kapasitesine sahiptir. Beynimizin farklı kısımları farklı görevler için özelleşmiş olsa da birbirlerini kontrol ederler ve hasar gören beyin bölgesinin fonksiyonlarını üstlenebilirler.
İnme, beyin hasarı ve beyin tümörü gibi durumlarda, beyin dokusu önemli hasar görür ve etkilenen beyin hücreleri ölebilir. Hasar gören beyin hücrelerinin yürüttüğü fonksiyonlarda bozulmalar meydana gelir. Yitirilen fonksiyonlar hemen telafi edilemeyebilir. Ancak nöroplastisite sayesinde, beyin kendini yeniden programlayarak, zamana yayılan bir iyileşme gösterebilir.
İçindekiler
- Beynimizin Gelişimi
- Kullan ya da Kaybet!
- Nöro-rehabilitasyon, Nöroplastisiteyi Kuvvetlendirir
- Erken Dönemde Fizik Tedavinin Önemi
Beynimizin Gelişimi
Henüz anne karnında iken beynimizin temel yapısı genler tarafından belirlenir. Doğumdan sonra da beynimiz gelişmeye devam eder. Büyürken yeni beceriler edinmemiz, gelişimsel plastisite denilen süreçle ilişkilidir. Bu süreçte sinir hücreleri (nöronlar) ve sinir hücrelerinin oluşturduğu bağlantılar (sinapslar) değişim gösterir.
Beyinde sürekli yeni bağlantılar kurulurken, kullanılmayan bağlantılar ise zamanla kaybolur. Beynimiz olgunlaşırken, sinir hücrelerimiz de büyür ve diğer hücrelerle bağlantı kurmak için uzantıları geliştirir. Yeni doğan bir bebeğin beynindeki her nöron ortalama 2500 sinaps yaparken; gelişme döneminde bu sayı 15000’e kadar çıkar. Yetişkinliğe geçerken ise kullanılmayan sinapsların kaybolması ile bu sayıda düşüş gözlenir.
Yetişkinlerde, beynin yeni sinaps oluşturma yeteneği yoğun şekilde araştırılan bir konudur. Yetişkin insan beyninde yeni nöronların oluşması kısıtlıdır. Yetişkin beyninde plastisite, hücre sayısının artışı ile değil; hücreler arası bağlantıların düzenlenmesi yoluyla gerçekleşmektedir.
Yaşlılıkta bile, yeni bilgiler ve farklı beceriler öğrenilebilir. Bu gerçek, beynimizin öğrenme kapasitesinin yaşlılıkta da devam ettiğini gösterir. Yani beyin hücrelerimizin bağlantılarında yapısal ve biyokimyasal değişiklikler her yaşta olmaktadır.
Kullan ya da Kaybet!
Vücut kısımlarımız ve fonksiyonlarımız, beyinde daha fazla temsil edilebilmek için birbirleriyle yarış içindedirler. Bir vücut kısmının fazla kullanımı, o kısmın beyindeki temsil alanını artırmaktadır. Tam tersi kullanmama durumunda ise beyindeki temsil alanı küçülmektedir.
Bunun bir örneği, görme engelli olup parmaklarıyla dokunarak Braille alfabesini okuyabilen kişilerle yapılan deneylerde gösterilmiştir. Bu kişilerin okumada kullandıkları parmaklarının beyinlerindeki temsili, diğer insanlara kıyasla belirgin derecede daha geniş bulunmuştur. Farklı bir deneyde ise ayağı alçıya alındığı için hareketsiz kalan kişilerde birkaç hafta sonunda ayak bileğinin beyindeki temsilinin küçüldüğü izlenmiştir.
İnme hastalarında, esas hastalığın yarattığı beyin hasarı dışında, kullanmama ve hareketsiz kalma nedenleriyle de fonksiyonlarda gerileme olmaktadır. Bu fonksiyonların geri kazanılması, felçli vücut kısımlarını yoğun bir şekilde kullanmaya çalışmakla mümkündür.
Nöro-rehabilitasyon, Nöroplastisiteyi Kuvvetlendirir
Yapılan bilimsel araştırmalar sonucunda, beyin hasarı rehabilitasyonunda önemli etki gösteren bazı ilkeler bulunmuştur. Nöroplastisite hakkında bilgiler arttıkça, nöroplastisiteyi güçlendirip yönetmek için yeni fizik tedavi yöntemleri de geliştirilmektedir.
İnme veya beyin hasarı nedeniyle felç geçiren hastaların tedavisinde kullanılan fizik tedavi uygulamalarına nöro-rehabilitasyon adı verilir. Nöro-rehabilitasyon uygulamaları, beyindeki plastisiteyi kuvvetlendirerek iyileşmeye etki eder.
Bir hareketin tekrar tekrar yapılması, beynin bu hareketi öğrenmesini sağlar. Sağlam beyinle ilgili bu gerçek, beyin hasarı sonrasında da geçerlidir. Beyin hasarı sonrası kaybedilen beceriler, bol tekrar yolu ile yeniden öğrenilebilir.
Yeni sinir bağlantıları kurmanın temel yolu, duyu ve hareket uyarıları açısından zengin bir çevrede bulunmaktır. İnme hastaları duyu ve hareket anlamında ne kadar çok uyarı alırlarsa iyileşme şansı ve derecesi de o kadar iyi olacaktır.
- Nöro-rehabilitasyon egzersizleri,
- robotik rehabilitasyon uygulamaları,
- nöromüsküler elektrik stimülasyonu,
- zorunlu kullanım terapisi,
- zihinsel alıştırmalar,
- müzik terapisi ve
- sanal gerçeklik uygulamaları nöroplastisiteyi artırmayı amaçlar.
Aerobik egzersizler, genel sağlık ve iyilik halini olumlu etkileyerek rehabilitasyon başarısını artırır. Ayrıca inme hastalarının, sosyal etkileşim içinde olması da nöroplastisite üzerine olumlu etki yapar.
Okumaya devam edin : “İnme (Felç) Tedavisinde Robotik Fizik Tedavi Cihazları“
Erken Dönemde Fizik Tedavinin Önemi
İnme veya beyin hasarı nedeniyle felç geçiren hastaların beyni, ilk 3-6 ayda öğrenmeye daha açıktır. Bu nedenle fizik tedaviye mümkün olan en erken dönemde başlamak önemlidir. Yoğun fizik tedavi uygulamaları ne kadar erken dönemde başlarsa, kaybedilen fonksiyonların geri kazanılma şansı da o derece yüksek olmaktadır.
İyileşme hızı yavaşlayabilse de, iyileşme ilerleyen dönemlerde de devam eder. Kronik ve değişmez hale geldiği sanılan hastalarda bile yoğun rehabilitasyon ile iyileşme elde edilebilir.
Ancak maalesef her inme ya da beyin hasarı hastasında yüzde yüz iyileşme görülemeyebilir. İyileşmenin derecesi yaş (gençlerin iyileşme şansı daha fazladır), hasarlanmış alanın büyüklüğü ve en önemlisi de uygulanan rehabilitasyon tedavilerine bağlıdır.
Okumaya devam edin : “Yatılı Kapsamlı Fizik Tedavi“