Duruş Bozukluğu Nasıl Tedavi Edilir?

Duruş veya postür, vücut kısımlarının birbirine göre dizilimini ifade eder. Normal duruştan sapmalar duruş bozukluğu olarak isimlendirilir. Duruş bozuklukları ilk bakışta kolay anlaşılır bir kavram gibi görünse de ayrıntısına inildiğinde tıp çevrelerinde üzerinde pek çok tartışma devam etmektedir. Örneğin doğru ya da yanlış duruş diye bir şey gerçekten var mı? Duruş bozukluğu ağrıya gerçekten neden olur mu? Duruş bozukluğu tedavisi ne derece mümkün ve düzeltildiğinde ağrının azalmasına ne derece etki eder?

Duruş bozukluklarının kişide ağrı, hareketlerde kısıtlanma, öz güven kaybı gibi sorunlara yol açtığı kabul edilmektedir.

 

İlginizi çekebilir:

Duruş Bozukluğu Egzersiz Programı

Duruş Bozukluğu

Duruş bozukluğu nedir?

Vücudun diziliminde normal kabul edilen açısal değerlerden sapma duruş bozukluğu olarak tanımlanabilir. Bazı duruş bozuklukları kemik ve eklemlerin dizilimindeki gerçek yapısal bozukluklardan kaynaklanır. Bunların örnekleri:

  • Omurga eğriliği bozuklukları (kifoz, skolyoz)
  • Leğen kemiğinde eğilme (pelvik inklinasyon)
  • Dizlerde dizilim bozuklukları: valgus (bacakların dışa açılanması ), varus (bacakların içe açılanması), hiperekstansiyon (dizlerin geriye açılanması)
  • Düz tabanlık
  • Bacakların normalden fazla içe ya da dışa dönük olması

Bu tür dizilim bozuklukları daha iyi tanımlanmış tıbbi sorunlar olup özel tedavi yaklaşımları vardır ve yazımızın konusu dışındadır. Yalnız bir noktayı es geçmemekte fayda var. Boy uzama çağı skolyoz hastalığı için riskli bir dönemdir. Omurganın yana eğriliği olan skolyoz 10-18 yaşlarında oluşabilir ve dikkat edilmezse birkaç ay içinde hızlıca ilerleyebilir. Çocuk ve gençlerin duruş bozukluğu ve omurga sağlığı açısından muayenesi özellikle önemlidir.

İkinci grup duruş bozukluklarına fonksiyonel (alışkanlığa bağlı) duruş bozukluğu diyebiliriz. Çok sık olarak ifade edilen boyun düzleşmesi ya da baş ileri postürü buna örnek gösterilebilir. Bu yazıda daha çok bu tür duruş bozukluklarını konu ediniyoruz.

Üst çapraz sendromu

Baş ileri postürünü açıklamada omuz çevresindeki kasların bazılarının aşırı kasılı ve kısa, bazılarının zayıf ve gergin olduğu teorisi ile üst çapraz sendromu tanımlanmıştır. Bu sendrom kas dengesizliklerine atıfta bulunarak muayene ve tedavi için bir çerçeve sağlar. Ancak postürün kas kaynaklı bir sorun olmadığı, esasında beyin tarafından kontrol edildiği de söylenebilir. Yani tespit edilen herhangi bir kas dengesizliği duruş bozukluğunun genelde nedeni değil, sonucudur. Üst çapraz sendromu karyopraktik ve şiropraktörler arasında popüler bir tanımlama olsa da, ayrı bir sendrom olarak varlığı tartışmalıdır.

Fonksiyonel duruş bozuklukları uzun saatler boyunca vücudu strese sokan pozisyon ya da hareketlere bağlı gelişir. Örneğin günde sekiz saat ekrana bakmak vücudumuzun doğal yapısına aykırı bir pozisyondur fakat iş gereği bunu yapmak zorunda kalabiliyoruz. Bu strese karşı cevabımız tembellik yönünde olabilir, yani sandalyede yayılmak veya masaya doğru eğilip kambur oturmak. Duruş tembelliği sonucu gövdemizi pozisyonlayan kaslar zayıf düşer ve daha büyük bir strese maruz kaldıklarında iyi bir cevap veremez. Kas spazmları, yaralanmalar, burkulmalara yatkınlık yanında kas ağrılarının önemli bir nedeni tetik noktalara (MAS hastalığı) davetiye çıkar.

İlginizi çekebilir: MAS Hastalığı

Duruş bozukluğunu önlemek

Duruş bozukluğundan kaynaklanan sorunlar genelde birden bire ortaya çıkmaz. Yıllar süren kötü duruş alışkanlığı ve hareketsiz yaşam ya da yıpratıcı işlerin birikimli etkisi söz konusudur. Kişinin duruş şekli adeta karakterinin bir parçası olur. Bu nedenle duruşu düzeltmek kolay iş değildir. Hatta zorluğu sigarayı bırakmakla karşılaştırılabilir.

Oysa başlangıç dönemlerinde sorunu tespit edip önlem almak daha kolaydır. Kişinin sık olarak bulunduğu duruş, işiyle ilgili tekrar tekrar yapması gereken hareketler ve yaptığı sporlar değerlendirilerek duruş bozukluğunun oluşmasını önleyici tedbirler alınabilir.

Duruş bozukluğu tedavisi nasıl olur?

Duruş bozukluğu tedavisi için basit, tek adımlık bir yöntem olduğu söylenemez. Yani sadece duruş bozukluğu işaret edilip, doğru duruş gösterilerek bunun devam ettirilmesi çoğunlukla sağlanamaz. Çünkü duruş sabit bir pozisyondan ibaret değildir. Yer çekimi, yaptığımız işlerin gerektirdiği değişik hareketler, anatomide var olabilecek varyasyonlar ve bunlara karşı vücudumuzun tepkileri, refleks yanıtları ve alışkanlıklarımız duruşumuzu dinamik olarak şekillendirir. Duruş bir diğer anlamda yaşama şeklimiz, kendimizi rahat hissettiğimiz konfor alanımızdır. Duruşumuz baskın veya çekinik, neşeli veya üzgün olabilir. Yani duruş bozukluğunu düzeltmek için kas iskelet sistemi yanında psikolojik açıdan da kişiyi anlamak gerekir.

Tedavinin bir adımı, stresli duruş pozisyonlarından kaçınmaktır. Çalışma ortamının kişiyi rahat ettirecek şekilde ayarlanması pek çok kas iskelet kaynaklı ağrıda azalma sağlar. Örneğin sandalyesi kasadan fazla uzak olan ve bu nedenle sürekli uzanmak zorunda olan bir kasiyer, oturma pozisyonunu değiştirerek daha rahat edebilir ve ağrıları azalabilir. Sırt çantasını iki omuz yerine tek omuza asmak da önlenebilir bir stres kaynağıdır. Bir koltukta iki büklüm yatmak şüphesiz ki omurgayı destekleyen bir döşekte ve başı destekleyen bir yastıkta yatmaktan daha ağrılıdır.

Fiziksel olarak aktif olmak duruş bozukluğunu düzeltmenin en faydalı yöntemidir. Çoğumuz hareketsiz bir hayat tarzına sahibiz. Hareketli olanlarımız bile çoğu zaman iş gereği sadece tek boyutlu hareketler yapar. Oysa doğru duruş için farklı, çeşitli hareketlerin yapılması gerekir. Yani aynı hareketlerin tekrarı değil, daha çok farklı pozisyonda hareket, vücudumuzun postüral strese maruziyetini azaltır ve bununla başa çıkabilecek ölçüde formda kalmasını sağlar.

Duruş bozukluğu ve ağrı ilişkisi

Mükemmel postüre sahip olup ağrı çeken pek çok kişi olduğu gibi duruşu bozuk olarak değerlendirilen pek çok kişi ise herhangi bir ağrıdan yakınmaz. Örneğin adölesan idiyopatik skolyozlu hastalarda omurga biyomekaniği normalden çok farklı oranda değişmesine karşın ağrı şikayeti normal kişilerden sık değildir. Boyun eğriliğine yol açan tortikollis vakalarının çoğunda da ağrı en belirgin şikayet değildir. Yani çoğu durumda kas iskelet sistemi ağrıları postürden bağımsız olarak gelişir ya da en azından postürün tek etken olmadığı söylenebilir.

Duruş bozukluğu, özetle…

İş yaşamının getirdiği uzun süreli sabit pozisyon veya tekrarlı hareketler duruş bozukluklarının en büyük kaynağıdır ve sıklıkla basit birkaç çevre düzenlemesi ile anlamlı iyileşmeler sağlanabilir. Fiziksel açıdan aktif yaşam ve bol çeşitli egzersiz yapmak duruş bozukluğunu düzeltmenin en etkili yöntemidir. Duruş bozukluğu ile ağrı ilişkisi net değildir. Baş, boyun, sırt, bel, omuz, diz ağrılarının önemli bir kısmı duruş bozukluğu ile alakalı olabilir fakat duruş bozukluğu tek neden olmayabilir ve tek gerekli tedavi de duruşu düzeltmekten ibaret olmayabilir. Ağrı nedeninin doğru tespiti ve uygun tedavinin planlanması için omurga ve eklem ağrılarında fizik tedavi ve rehabilitasyon uzman hekimine muayene olmanızı  önermekteyiz.

Mecburi hizmetini Silopi Devlet Hastanesi’nde yapmıştır. Şu anda Gaziosmanpaşa Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde çalışmaktadır. Uzm. Dr. Deniz Doğan tıp fakültesi eğitimini 2010 yılında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde tamamlamıştır. Tıpta uzmanlık eğitimini 2015 yılında Trakya Üniversitesi’nde tamamlamıştır.
Exit mobile version