İnme Tedavisinde Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uygulamaları

Prof. Dr. Engin Çakar, Kanal D’de Burcu Esmersoy ve Dr. Nihat Dik’in sunduğu Hayat Sağlıklı Güzel ‘in konuğuydu. Beyin hasarı, beyin kanaması, inme (felç) tedavisi ile ilgili detaylı bilgi verilen programda beyin hasarı tedavisi için kullanılan yeni tenolojilerden de bahsedildi.

Dr. Nihat Dik: Efendim, Prof. Dr. Engin Çakar bizlerle beraber, kendisi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölüm Başkanı. Hoşgeldiniz Hocam. Nasılsınız?

Burcu Esmersoy: Hoşgeldiniz.

Prof. Dr. Engin Çakar: Teşekkürler sağolun. Sizler nasılsınız?

Dr. Nihat Dik: Sağolun biz de iyiyiz çok teşekkür ederiz. Sabah sabah beyin kanaması ile başlayacağız ne yazık ki. Beyin kanaması ve ödemi ile ilgili son zamanlarda beyin kanaması arttı mı diye soracağız.

İNME VE BEYİN HASARI

Prof. Dr. Engin Çakar: Aslında şöyle, daha çok beyin kanaması ve beyin damar tıkanıklığı özelinde inme ve beyin hasarını konuşalım istedik. Sebebi de aslında çok sık görüyoruz, sadece başımıza gelmediği zaman haberimiz olmuyor. Aslında bu konulardan muzdarip çok hasta var. Çok yaygın bilinen yanlışlar var, bunları biraz düzeltmek adına birkaç konuya vurgu yaparsak çok iyi olacak.

Burcu Esmersoy: Bu hastalığın tedavisinde gelişmeler var, daha değişik yöntemler var anladığımız kadarıyla.

Prof. Dr. Engin Çakar: Var, baya gelişmeler var. Aslında farkındalığın artmasıyla gelişmeler daha önemli oluyor. Gelişmeler olup da farkındalık olmayınca bundan hasta faydalanamıyor, çok da bir anlamı olmuyor. Bunları vurgulamakta fayda var.

Dr. Nihat Dik: Çapa Tıp Fakültesinde öğrenciyken, evim de tam karşısı, yaklaşık 6 yıl boyunca ben tüm Türkiye hasta zannediyordum. Sürekli ambulanslar geliyor ambulanslar gidiyor. Ben zannediyordum tüm insanlar böyle yaşıyor. Dışarı bir çıkıyorsun, hiç hasta olmayan bambaşka bir dünya var. Onların onlardan haberi yok, onların onlardan haberi yok. Son zamanlarda bütün ortopedi olsun, plastik cerrahi olsun her alanda robotik cerrahi baya arttı. Sizde de robotik kulllanımı heralde fazlasıyla arttı ki az önce bu alanda baya gelişmeler var dediniz.

Prof. Dr. Engin Çakar: Aslında şöyle, bunun önemine girerken isterseniz birkaç genel cümle söyleyeyim. Toplumlarda, ülke ülke değişmekle birlikte, ölümün 2. ila 4. sebebi inme. Yani beyin kanaması veya beyin damar tıkanıklığına bağlı gelişen problemler. Yetişkin özürlülüğünün de en büyük sebebi inme. Dolayısıyla da çok önemli bir konu. Bu inme geçiren hastaların %70’i 65 yaş üstü %30’u 65 yaş altı.

Dr. Nihat Dik: Hocam, İnme nedir? Tam olarak tanımı nedir inmenin? Seyircilerimiz tam olarak neden bahsettiğimizi anlasınlar.

Beyin Hasarı, Beyin Damar Tıkanıklığı

Prof. Dr. Engin Çakar: Beyin damar tıkanıklığı, beyine pıhtı atmasına bağlı beyinin kanlanmasının bozulması veya beyin kanamasına bağlı beyin fonksiyonlarının bozulması ve bunun sonucunda oluşan felç tablolarına inme diyoruz. Dolayısıyla da %30’u 65 yaş altı diyoruz ama, 65 yaş altı nüfus çok fazla olduğu için biz o kadar çok 18 yaşında, 27 yaşında 33 yaşında, 40 yaşında inme hastası görüyoruz ki.

Onun için az önce dediğim gibi, başına gelmeyen yok zannediyor. Aslında çok ciddi başına gelenler var. Bir firmada yönetici, 40 yaşında, kariyerinin zirvesine ulaşmak üzere, inme geçirebiliyor. Bir firma kurmuş, 35 yaşında dünya devi olmaya doğru gidecek harika bir firması var, stresten ve bazı yatkınlıklardan dolayı inme geçirebiliyor. 25 yaşında yeni evlenmiş, çocuk yapmaya çalışıyor inme geçiriyor. Böyle çok hasta var, onun için önemli.

Dr. Nihat Dik: Hayatının baharında inme geçirebiliyor. Aman Allah uzak tutsun, Allah korusun diyeyim.

Prof. Dr. Engin Çakar: Tabii ki Allah korusun. %80’i de önlenebilir nedenler. %80’i kişi kendine dikkat ettiğinde olmayabiliyor. %20’si ne yaparsak yapalım, ailesel yatkınlıklar var, damarsal problemler var veya çeşitli etkenler devreye giriyor. Dolayısıyla olabiliyor. Ama bunlar %80 kesinlikle önlenebilir sebepler.

Dr. Nihat Dik: Ebru Gündeş’in programda anevrizmasının patlaması ve yığılıp yere kalması, bu bir inme midir?

Prof. Dr. Engin Çakar: Bu önlenemez. Bu beyin kanamasıdır, inmedir. İnmelerin %15’i kanamadır, %85’i damar tıkanıklığı veya pıhtı atmasıdır.

Dr. Nihat Dik: Tıkanıklık da daha çok yaşlı insanlarda olduğu için heralde inme ile yaşlılık bağdaştırılmış ama yine de gençlerde de oluyor. Sonuçta kanamadan dolayı da oluyor.

Prof. Dr. Engin Çakar: Her yaşta oluyor. Yaşlılıkta olmasının, yaşlılıkla özdeşleştirilmesinin sebebini farkındalığın az olmasına bağlıyorum. İkincisi bir de bu hastaların iyileşebildiği eskiden bilinmiyordu. İnme geçirdi, hasta yoğun bakımdan çıktı “eve götürün bir dinlenin. Böyle bir 2-3 ay dinlensin gibi yanlış bir tablo vardı. Netekim bizim için erken dönem çok kıymetli. Yani hastanın yoğun bakımdaki veya nörolojideki ilk 1 haftası bittikten hemen sonra veya o dönemde bile fizik tedavi ve rehabilitasyonun devreye girmesi lazım. O zaman çok büyük faydalar görüyor hasta.

BEYİN HASARI VE ROBOTİK REHABİLİTASYON

Dr. Nihat Dik: Robotik rehabilitasyon nedir hocam?

Prof. Dr. Engin Çakar: Klasik fizik tedavi ve rehabilitasyon yöntemleri neydi, herkes aşağı yukarı aşinadır, Egzersizin yaptırılması, elektrik akımı uygulaması, yavaş yavaş hastanın ayağa kaldırılma süreci gibi durumlardı. Şimdi artı robotikler girdi devreye son 10 yılda. Nedir bu? Hastanın erken dönemde, daha yeni yeni toparlamaya başlayıp da tam oturtamaadığınız, tam ayağa dikemediğiniz dönemde mesela robotik yatak var. Hastayı o robotik yatağa alıyoruz. Aslında yavaş yavaş dik durmaya doğru götüren sistem, bu sırada da robotik ayaklarıyla pasif yürüme yapıyor. Yani aslında beyin fonksiyonlarının karıştığı, durakladığı, kayıpları olduğu dönemde “bak senin yapman gereken bu”yu geri bildirimle öğretiyor. Bu arada “tansiyon düşüklüğünün yer etmesi “dediğimiz kronik tansiyon düşüklüğünü, yaraların açılmasını, eklemlerin kısıtlılık geliştirmesi gibi sorunları da engellemiş oluyoruz. Sonra ne oluyor? Hasta biraz gövdeyi tutmaya başladığında, oturttuğumuzda bu sefer el robotuna alıyoruz. El robotu aslında oyunlaştırmadır. Bir robotik kola hastayı oturturuz, karşıda bir ekran olur, elinin bir avatar görüntüsü çıkar, orada oyun oynar. Böylece doğru paternde hareket yapmasını robotik dizayn sağlar, yapamadığında robotik tamamlayıcı sistem devreye girer, bir yandan da kendini oyunun içerisinde görür. Aynı çocuklarımızın tabletlerde oyun oynadığı gibi.

Dr. Nihat Dik: Bilgisayar oyunu oynatarak siz hastalarınızı tedavi ediyorsunuz.

Prof. Dr. Engin Çakar: Tabii. Robotik destekli, sanal gerçeklik entegre, oyunlaştırarak tedavi.

Burcu Esmersoy: Ne kadar sürüyor mesela?

İNME REHABİLİTASYONU NASIL OLUR? İNME TEDAVİSİ NE KADAR SÜRER?

Prof. Dr. Engin Çakar:Aslında yelpaze çok geniş. İnme dediğimiz, beyin damar tıkanıklığı veya beyin kanaması geçiren hastaların maalesef ne yaparsak yapalım %15 ila %20’si erken dönemde kaybediliyor. Geri kalan %80’i bizim fizik tedavi ve rehabilitasyonun ilgi alanına giriyor. %15 – 20’si de çok şanslı. Erken ilaç tedavisi veya girişimsel tedavi ile damarın açılmasıyla toparlıyor, hiçbir şeyi kalmadan gidiyor. Arada kalan %50-60’lık kesim ne kadar hızlı, ne kadar erken fizik tedavi ve rehabilitasyon uygulamaya başlanırsa o kadar özgürlüğüne, bağımsız yaşamına dönme şansı yakalıyor. Dolayısıyla biz aslında, olay oldu (kanama geçirdi, ameliyat gerekti gerekmedi, ilaç gerekti gerekmedi, ) 3 ila 7. günde devreye giriyoruz. Burada artık yaş, genel durum gibi fonksiyonlar değiştiriyor. Tamamen hayatının normal sürmesine kadar gidenlerle, bir dönem sonra bakıma bağımlı kalanlar arasında yelpaze geniş. Ama burada hızlı rehabilitasyon, bakıma bağlı kalmadan çok uzaklaştırıyor hastayı. Yani oranlar çok farklı.

Mesela, 40 yaşında firması var, bir kişi bunu geçirmiş. Böyle çok hastalarımız var.

Mesela bir yemek firması var, firmasını büyütmüş. Artık sigara, düzensiz yaşam, uyku düzeni, stres beyin kanaması geçirmiş ve zor bir sürece girmiş. Bütün hayat artık orada duruyor. Aslında biz hastanın yaşamını yeniden şekillendiriyoruz. Sadece hasta geldi, yarım saat 45 dakika bir egzersiz yaptık, elektrikle kasları uyardık değil. Biz hastaya, yattığı süre içerisinde 7 saat aktif olarak egzersiz, robotik rehabilitasyon, iş uğraşı terapisi, elektroterapi hepsini kombine yapıyoruz. Daha sonra hayatına ya aynı fonksiyonlarla geri veriyoruz veya mevcut durumunu

En iyi hale getirerek, modifiye yöntemlerle, yine de fonksiyonel, işini görür hale getirerek hayatına geri kazandırıyoruz.

Dr. Nihat Dik: Dönüm noktası oluyor, sıfır noktası diyorsunuz. Yeni bir sayfa açıyorsunuz kişiye ve yeniden hayata başlatıyorsunuz. Peki hasta yakınlarının buradaki rolü nasıl olmalı?

İnme (Felç) Tedavisi

Prof. Dr. Engin Çakar: Aslında burada bir takım oyunu bu. Hasta yakınları çok önemli. Takımdaki hedef kişi hasta. Sonra biz, medikal grup; fizik tedavi uzmanı, fizyoterapist, ergoterapist, rehabiltiasyon hemşiresi, sosyal hizmet uzmanı, zaman zmaan psikoloji, psikiyatri, beyin cerrahisi, nöroloji. Biz medikal ekibiz. Bir de aile ve yakınları var. Onun için sosyal ve psikolojik destek çok önemli. Orada aileye de danışmanlık verdiğimiz oluyor. Bakıyoruz, aile yakınları bunu yönetemiyor, onlara da psikilojik ve psikiyatrik destek aldırttığımız oluyor.

Dolayısıyla da hayata dair bazı ayarlamalar gerekiyor. İş düzenini ayarlaması gerekiyor. Mesela, hasta yönetici, bunu geçirmiş. Firmasıyla konuşuyoruz, diyoruz ki “Erken dönemde yürüyebilir hale geldiği zamanda firmada geçici görevler verin. Eski yöneticilikle, muhakeme gücünün çok aktif olduğu alanlar değil ama kendini değerli hissedeceği işe yarar hissedip de motive olacağı küçük görevler verin. Haftada bir gün iki gün size yollayalım, geri kalan zamanlar bizi gelsin. ” Veya diyoruz ki ailesine, bizde biliyorsunuz aşırı kollayıcı bir aile yapısı vardır. “İnme geçirdi, hadi her şeyi çekelim.” Hayır diyoruz, bazı sorumlulukları ona verin lütfen. Görevleri olsun ki değerli hissetsin, kullansın.

Dr. Nihat Dik: Yani ıskartaya çıkmasın, evde oturup sabahtan akşama kadar “ben artık özürlüyüm” diye beklemesin.

Prof. Dr. Engin Çakar: O zaman iyileşmez.

Burcu Esmersoy: İyileşme derken yüzde yüz bir iyileşmeden mi bahsediyoruz hep? Yani sonunda?

Prof. Dr. Engin Çakar: Yüzde yüz de var. Yüzde on da var. Burada tamamen kişiye göre değişiyor. Tabii ki amacımız yüzde yüz. Burada her zaman, hastanın ailesi ilk önce ”Hastamız yürüyecek mi?” der. Yürümeyi kazandık, “Kol çalışacak mı?”. Muhakeme gücü, konuşması bozulduysa o zaman konuşma “Konışma gelecek mi? Muhakeme gücü gelecek mi?”

Dr. Nihat Dik: Hep artı bir.

Prof. Dr. Engin Çakar: Evet, her zaman beklenti vardır. Yüzde yüze kadar gider bu işler. Gitmeyenler için de erken karar vermemek lazım. Çünkü beyin gelişmeye çok açık. Biz buna tıbbi manada plastisite diyoruz, yani esnektir beyin. Beyin her zaman öğreniyor.

 Burcu Esmersoy: Tekrar öğretebiliriz yani sonuçta?

KULLAN YA DA KAYBET

Prof. Dr. Engin Çakar: Zaten yaptığımız o. Bir şey vardır, “kullan ya da kaybet”. “Use or lose” diye de geçer, dünyada slogandır. Kullan ya da kaybet. Eğer hasta inmeyi geçirdi, bu beyin kanaması veya beyin damar tıkanıklığı oldu fark etmez. Biz orada bırakırsak, bazı kayıp hücreler var bazı da fonksiyonunu şaşırmış, daha iyileşememiş hücreler var. Bunlara hemen fonksiyonu yeniden öğretmek lazım. “Senin işin buydu bak” diye. İşte robotlar orada devreye giriyor. Kolunu tanıyamazken, çalıştıramazken robot çalıştırıyor. Oradaki hücreler, “aa benim işim buydu” diyor. Bir de rezerv kök hücreler var. Onlar da sıfırdan eğitiliyor. Onun için bu iş aylar alabiliyor, yıllar alabiliyor. Ve şu yok, 2 yıl geçmiş hastayı bırakalım. Keşke erken gelseydi bu çok önemli ama geç gelse de yapılacak şeyler var. Ama tercihimiz erken.

Dr. Nihat Dik: Ama hiçbir zaman vazgeçmek yok.

Prof. Dr. Engin Çakar: Hiç, her zaman gelişme var.

Dr. Nihat Dik: Peki Türkiye robotik rehabilitasyonun neresinde? Başında mıyız sonunda mıyız?

TÜRKİYE’DE ROBOTİK REHABİLİTASYON

Prof. Dr. Engin Çakar: Aslında çok iyi bir soru sordunuz. Şuna vurgu yapmak istiyorum. Bir sürü ünlümüz beyin kanaması geçiriyor, inme geçiriyor veya beyin hasarı geçiriyor. Buna düşme, çarpma, trafik kazası sonucu beyin hasarını da katmak lazım. Dünyaya bakıyorlar, biz nereye gidebiliriz? Aslında, dünya bize geliyor. Biz kliniğimizde 18 ülkeden hasta kabul ediyoruz. Beyin hasarı, inmesi olan bizi tercih ediyor. Biz ise tam tersi. Dikkat edin, birazcık daha takip edingidenlerin hepsi de geri gelmiştir zaten. Biz dolayısıyla bu konuda dünyada lider ülkelerdeniz. Bizim ülkemizde beyin hasarı geçirdi, beyin kanaması geçirdi, inme geçirdi bu hastanın dışarıya gitmesine gerek yok.

Dr. Nihat Dik: Nereye gidenler döndü? Amerika’ya, Almanya’ya, İngiltere’ye di mi? Gidenler geri döndü.

Prof. Dr. Engin Çakar: Biz şu anda İngiltere’den hasta alıyoruz, biz şu anda Almanya’dan hasta alıyoruz, biz şu anda Danimarka’dan hasta alıyoruz. Dolayısıyla yani bizim hastalarımızın gitmesine gerek yok. Türkiye’de bu işler gayet iyi yapılabiliyor. Hiçbir eksiğimiz yok, çoğu ülkeden de fazlamız var.

Dr. Nihat Dik: Biz Türk doktoruna güveniyoruz hocam. Ellerinize sağlık şimdiden, katıldığınız için de çok çok teşekkür ederiz. Kırmayıp geldiğiniz için.

Burcu Esmersoy: Teşekkür ederiz.

Exit mobile version