Anestezi Sırasında Beyinde Ne Olur?

Anestezi terim olarak ağrıya duyarsızlık anlamına gelir. Genelde ameliyatlar sırasında kullanılır, tipik olarak gaz veya damar içi verilen ilaçlarla sağlanır.

Anestezi ameliyat esnasında kişinin uyutularak ağrı hissetmemesini sağlayan bir işlemdir. Peki anestezi tam olarak nasıl gerçekleşir ve beyni nasıl etkiler? 170 yıllık tarihi olmasına karşın anestezi sırasında beyinde olanlar tıbbın gizemini koruyan alanlarından biridir.

Anestezi terim olarak ağrıya duyarsızlık anlamına gelir. Genelde ameliyatlar sırasında kullanılır, tipik olarak gaz veya damar içi verilen ilaçlarla sağlanır. Genel anestezi uyutulmayı içerir. Lokal anestezide ise kişi uyanıktır fakat belirli bir alana giden sinir lifleri uyuşturularak ağrı hissi önlenir.

Genel anestezi sırasında neden bilinç kaybı olduğu hala tartışılan bir konudur. Anestezinin beyne etkisini açıklamak için birkaç teori olsa da görüş birliği yoktur. En sık kullanılan tıbbi işlemlerden biri olmasına rağmen hala bilinmeyen özellikleri vardır. İnsanlar genel anestezi sırasında rüya görmez. Rüya gördüğünü iddia eden kişiler vardır ancak bunlar aslında anestezi sırasında değil, uyanma sırasında oluşmaktadır. Anestezi etkisinde geçen zaman dilimi hafızadan adeta silinmektedir.

Anestezi Nasıl Etki Eder?

Genel anestezinin ilginç yönlerinden biri çok farklı anestetik ajanlarla aynı sonuçlara ulaşılabilmesidir. Pek çok ilaç vücutta özel bir bağlanma yeri (reseptör) üzerinden etki eder. Anestetiklerde ise çok farklı kimyasal özellikteki moleküller bilinç kaybına neden olmaktadır.

Önceleri anestetik ajanların beyin hücrelerinin lipit membranlarına bağlandığı düşünülürdü. Bunun nedeni kullanılan maddelerin anestezi gücünün yağda ne kadar çözündükleri ile orantılı olmasıydı. 1984 yılına kadar bu görüş devam etti. O yıl yapılan bir deneyde anestetiklerin lipit membranlar olmadan da etki edebildiği gösterildi. Daha sonra aslında protein reseptörleri ile, özellikle de GABA ile etkileştikleri görüldü. GABA reseptörleri aktive olduğunda beyindeki nöronların ateşlenmesi (sinyal üretimi) yavaşlar veya durur.

Anestezinin ders kitaplarında bilince ayrılan kısım çok azdır hatta bazı eski kitaplarda hiç bahsedilmez. Beyindeki genel nörofizyolojik mekanizmalar yerine moleküler düzeydeki olaylar daha fazla işlenmiştir. Anestezinin etkisi farmakoloji üzerinden açıklanmıştır. Oysa beyindeki nöral devrelerin de önemi vardır. Son yıllarda eğilim değişmektedir. Moleküler düzeydeki bilgilerle elektrofizyolojik ve davranış düzeyindeki bilgileri birleştirmek için araştırmalar çoğalmaktadır.

İlginizi Çekebilir: Beyin Kendini Yeniler mi?

Genel anestezi sırasında elektrik düğmesinin kapanması gibi beynin kapandığı sanılırdı. Oysa ki beyin dalgalarını kaydeden elektroensefalografi çalışmaları, genel anestezi altında elektriksel aktivitenin beyin boyunca yayıldığını göstermiştir. Bu uyanıklık durumundan farklı patern gösterir. Hatta kullanılan anestezik ajanın tipi ve kişinin yaşı da anestezi altındaki beynin aktivitesini etkilemektedir. Günümüzde anestezistler hastanın kan basıncı, kalp ritmi gibi parametrelere bakar ancak EEG rutinde kullanılmaz. Bazı araştırmacılar EEG’nin rutin kullanımı ile hastalara verilmesi gereken ilaç dozlarının daha net belirlenebileceğini öne sürmüştür.

GABA reseptörlerine bağlanan anestetikler nöronları baskılayarak sinyal ateşlemelerinde teklemelere yol açar. Bu “tekleme” beynin farklı kısımlarının birbiriyle iletişimini bozar. Beynin farklı alanları birbiriyle iletişim kuramadığı için vücuttan ağrı sinyalleri gelip gelmediğini de bilemez. Bilinç kapanır fakat beynin elektriksel aktivitesi kesilmez. Bilincin kaynağı henüz tam olarak anlaşılamadığı için anestezide görüne bilinç kaybının nedeni de tam olarak bilinmemektedir.

Anestezinin vücuda etkisi beynin vücutla iletişimini kesmesi ile olur. Beyin kaslara hareket emri gönderemez ve vücuttan duyu sinyalleri alamaz. Beyin vücudun her parçası ile irtibatını kaybetmesine karşın nefes alıp verme devam eder. Anestezinin etkisi koma haline benzetilmektedir.

Riskleri

Genel anestezi karmaşık bir işlem olmasına rağmen oldukça güvenlidir. Yine de bazı ciddi riskler taşır. Midenin boş olmaması halinde mide içeriğinin akciğerlere kaçması sonucu gelişen aspirasyon pnömonisi bunlardan biridir. Önlemek için ameliyat öncesi geceden kişinin herhangi bir şey yeyip içmemesi gerekir. Diğer komplikasyonlar arasında allerjik reaksiyonlar ve kan basıncının etkilenmesi ile tetiklenen kalp krizi veya inme gelişmesi sayılabilir.

Okumaya Devam Edin:  Kalp Krizi Önlenebilir mi?

Anestezi terim olarak ağrıya duyarsızlık anlamına gelir. Genelde ameliyatlar sırasında kullanılır, tipik olarak gaz veya damar içi verilen ilaçlarla sağlanır.

Referans

Exit mobile version