Bacak Damarlarında Pıhtı Oluşması – Derin Ven Trombozu

Derin ven trombozu (DVT), kanın vücuttan kalbe geri dönüşünü sağlayan toplardamarlarda (venlerde) pıhtı oluşmasıdır. Fonksiyonel kısıtlılığa hatta ölüme neden olabilen ciddi bir sorundur. Derin ven trombozu en sık bacak ve uyluğun derininde bulunan toplardamarlarda oluşur. Ancak vücudun başka kısımlarında, örneğin kol damarlarında da görülebilir. Bu yazıda esas olarak bacak toplardamarlarındaki pıhtı oluşumunu ele aldık.

Belirtileri

  • Ayak, ayak bileği ya da bacakta şişlik ve ödem. Genelde tek tarafta (sağda ya da solda) olur. Nadiren çift taraflı olabilir.
  • Etkilenen bacakta genelde baldırdan başlayan kramp tarzı ağrı.
  • Ayak ve bilekte nedeni açıklanamayan, şiddetli ağrı.
  • Bacak cildinin bir kısmında sıcaklık artışı.
  • Etkilenen bölgenin üzerindeki ciltte soluklaşma, kızarma veya morarma.

DVT olan kişilerin yarıya yakınında belirti görülmeyebilir. Bazen DVT olduğu ancak pıhtının yerinden kopup akciğer damarını tıkaması (pulmoner tromboemboli) sonucu anlaşılır. Pulmoner tromboemboli ölümcül olabilir ve acil tedavi gerektirir. Pulmoner tromboemboli kişide göğüs ağrısı, hızlı nefes alıp verme, nefes darlığı, kanlı öksürük, nabız artışı, terleme, baş dönmesi gibi belirti ve bulgulara yol açabilir.

Derin ven trombozunun diğer bir komplikasyonu posttrombotik sendromdur. Pıhtının damarlarda yarattığı hasar etkilenen bölgede kan dolaşımının uzun süre bozulmasına yol açabilir. Bacakta ödem, ağrı, ciltte renk değişikliği ve ülser gelişebilir.

DVT Neden Olur?

Pıhtılaşma normalde damar yaralanması sonrası aşırı kan kaybını önlemek için var olan bir mekanizmadır. Kan damar içinde pıhtılaşırsa ciddi sorunlar görülür. DVT’de kanın pıhtılaşmasına şu durumlar yol açabilir:

  • Damar hasarı: Travma ile damar duvarının hasarlanması kanın pıhtılaşmasına neden olabilir.
  • Ameliyat: Ameliyat sırasında damarların zedelenmesi veya ameliyat sonrasında kişinin uzun süre hareket etmeden kalması.
  • Hareketsiz kalmak: Uzun süre oturur pozisyonda hareketsiz kalınırsa kan bacaklarda birikir. Bacak damarlarında kan akımı yavaşlar. Kan akımının yavaşlaması pıhtılaşma riskini arttırır. 8 saatten uzun uçak yolculukları bu açıdan önemlidir.
  • Sigara içiciliği
  • Bazı ilaçlar (örneğin doğum kontrol hapları, hormon replasman tedavisi)
  • Aşırı kilolu olmak
  • Kanın pıhtılaşmaya yatkınlığını arttıran genetik durumlar (örneğin faktör V Leiden mutasyonu)
  • Hamilelik: Hamile kadınlarda DVT riski hamile olmayanlardan 5-10 kat daha yüksektir. Doğumdan sonra 6 hafta daha risk devam eder.
  • Kalp yetmezliği
  • Kanser: Kanserin kendisi veya kanser tedavisi pıhtılaşma riskini arttırabilir.
  • İnflamatuar bağırsak hastalığı: Crohn hastalığı, ülseratif kolit.

Birden fazla risk faktörünün bulunması DVT riskini yükseltir.

Tanı

Tıbbi öykü, fizik muayene ve risk faktörlerinin sorgulanması ile DVT’den şüphelenilebilir. Doppler ultrasonografi (USG) ile kan akımı ve pıhtı varlığı değerlendirilebilir. Pıhtının çözünmesi ile ortaya çıkan D-dimer molekülü kanda yüksek çıkarsa bu da DVT’yi destekleyici bir bulgudur. Nadiren venografi, MRG, BT gibi farklı tetkikler gerekebilir.

Tedavi

DVT ciddi bir hastalıktır. DVT şüphesi varsa tedavi için gecikmeden acil servise başvurulmalıdır. Tedavi pıhtının büyümesini ve yeni pıhtıların oluşmasını önlemeyi amaçlar. Bunun için kan sulandırıcı (antikoagülan) ilaçlar başlanabilir. Cilt altında uygulanan düşük moleküler ağırlıklı heparin ve ağızdan hap şeklinde alınan warfarin en sık kullanılan kan sulandırı ilaçlardır.

Ağır DVT ve pulmoner tromboemboli vakalarında pıhtı eritici (trombolitik) tedavi gerekebilir. Pıhtı eritici ilaçlar damardan (intravenöz) uygulanır.

Büyük pıhtılar doku hasarına neden oluyorsa ameliyatla çıkarılmaları gerekebilir. Enfeksiyon, damar hasarı, kanama gibi riskler içerdiği için sadece en ağır vakalarda cerrahi yaklaşım önerilir.

Kan sulandırıcı tedavi alamayan yüksek riskli kişilerde bacaktaki pıhtının akciğere ulaşmasını önlemek için karın içindeki toplardamara filtre (vena kava filtresi) koyulabilir.

Korunma

Herhangi bir nedenle DVT riskinin yüksek olduğu bilinen kişilerin kompresyon çorabı kullanması pıhtı oluşmasını önleyebilir. Ayrıca yatak içinde ayak bileği pompalama, dizleri bacağa çekme gibi egzersizler kan dolaşımı arttırarak pıhtı riskini azaltır. Ortopedik ameliyatlar, felç nedeniyle hareketsiz kalmak gibi durumlarda koruyucu amaçla kan sulandırıcı ilaç tedavisi başlanabilir.

Referans

Mecburi hizmetini Silopi Devlet Hastanesi’nde yapmıştır. Şu anda Gaziosmanpaşa Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde çalışmaktadır. Uzm. Dr. Deniz Doğan tıp fakültesi eğitimini 2010 yılında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde tamamlamıştır. Tıpta uzmanlık eğitimini 2015 yılında Trakya Üniversitesi’nde tamamlamıştır.
Exit mobile version