İnme (Felç) Önlenebilir mi?

Beyin damarlarının tıkanması veya beyin kanaması sonucu oluşan ani beyin hasarına inme denir. İnmeye bağlı vücudun bir yarısında kol veya bacakta felç gelişebilir. Felç insanın hayatını temelden sarsan bir hastalıktır. Felç önlenebilir mi? Evet aslında felçlerin büyük bir bölümü önlenebilir. Felç kaldıktan sonra tedavisi uzun süren ve sabır gerektiren bir süreçtir, buna inme rehabilitasyonu denilir. Ancak zamanında alabileceğiniz önlemler ile inme geçirme riskinizi azaltmak çok daha kolaydır.

Belli bazı risk faktörleri inme olasılığını arttırır. Kendinizde olan risk faktörlerinizi fark etmek atmanız gereken ilk adımdır. Doktorunuzla bu konuda konuşarak felç geçirme riskinizi azaltmak için ne yapmanız gerektiğini öğrenin.

  • İnme felç geçirme açısından kişisel risk farktörlerinizi öğrenin ve felç geçirme riskinizi bilin.
  • Risk faktörlerinizi azaltın. Bunun için yaşam tarzı değişiklikleri ve gerekirse ilaç tedavisi kullanılabilir.
  • İnme belirtilerini öğrenin ve inme geçirmeniz durumunda ne yapacağınızı yakınlarınızla prova edin. İnme başladığında zaman her şeydir.
İnme belirtileri oluştuğunda hemen 112’yi aramalısınız.

İlginizi çekebilir: İnme Hakkında Her Şey

İnme için risk faktörleri değiştirilebilen ve değiştirilemeyen olmak üzere iki gruba ayrılır.

İnme geçirme için değiştirilemeyen risk faktörleri

Yaş: Hangi yaşta olduğumuzu değiştiremeyiz. İnme her yaşta görülebilir, hatta çocuklarda ve gençlerde bile olabilir. Ancak 55 yaşından 85 yaşa kadar her 10 yılda bir inme geçirme riski ikiye katlanır.

Cinsiyet: Gençken ve orta yaş döneminde erkeklerin inme geçirme riski kadınlardan fazladır. Ancak yaşlılık döneminde kadın ve erkek için inme geçirme riski eşitlenir. Hatta yaşlılık döneminde kadınların inmeden ölme riski daha fazladır. Bunun nedeni erkeklerin ortalama yaşam süresinin kadınlardan daha kısa olması ve bu nedenle daha genç yaşta inme geçirmeleridir. Erkekler daha genç yaşta inme geçirdiklerinden inme sonrası hayatta kalma şansları yüksektir. Kadınların inme riski açısından toplum yeterince bilinçli değildir. Her yıl meme kanserinin neden olduğundan iki kat daha fazla kadın inme nedeniyle ölmektedir.

Irk: Belli etnik grupların inme geçirme riski daha fazladır. Afrika ve Latin Amerika kökenlilerde inme daha yaygın ve daha ölümcüldür.

Ailede inme öyküsü: Bazı inme tipleri ailesel yatkınlık gösterir. Örneğin şeker hastalığı veya yüksek tansiyona genetik yatkınlık varsa bunlar inmeye zemin hazırladığından inme riski de artar. İnme riskini arttıran hareketsiz yaşam tarzı ve sağlıksız beslenme gibi faktörler de aile içinde ortaklık gösterebilir.

Daha önce inme geçirmek: Daha önce inme geçirmiş olmak tekrar inme geçirmek için risk faktörüdür. Her yıl meydana gelen inmelerin yaklaşık dörtte biri tekrarlayan inmedir. Eğer daha önce inme geçirmişseniz ikinci bir inme geçirmemek için risk faktörlerinizi azaltmalısınız. İnme sonrası beynin sağlam kısımları iyileşmek için çaba gösterir bu nedenle ikinci bir inme çok daha yıkıcı sonuçlanabilir.

Fibromusküler displazi: Vücuda kan taşıyan atardamarların anormal geliştiği bir hastalıktır. Damar duvarlarında bağ dokusu büyür ve damarı daraltır. Sonuçta kan akımı azalır.

Patent foramen ovale (kalpte delik olması): Her 5 kişiden 1’inde kalbin sağ ve sol odacıkları arasında normalde sadece anne karnındayken bulunan bir delik açık kalmaya devam edebilir. Bu durum genelde hiçbir şikayete yol açmaz. Ancak inme riskini arttırır.

İnme için tedavi edilebilir risk faktörleri

Kan basıncı yüksekliği / hipertansiyon

Hipertansiyon inme için en önemli risk faktörüdür. Hipertansiyon hastalığı inme oluşma riskini 2 ila 4 kat arttırır. Hipertansiyon tedavisi için kilo vermek, sağlıklı beslenmek (tuzu kesmek, meyve ve sebzeyi daha çok tüketmek), egzersiz yapmak gibi yöntemler önerilmektedir. Bunlarla kontrol altına alınamayan durumlarda kan basıncını düşürücü ilaçlarla tedavi edilir. Hipertansiyon tedavisi inmenın yanında kalp hastalığı, şeker hastalığı ve böbrek yetmezliği gelişme riskini de azaltır.

Sigara içmek

Sigara içmek damar tıkanmasına bağlı inme riskini 2 kat, beyin kanamasına bağlı inme riskini 4 kat arttırır. Sigara içmek şah damarında yağ birikimine (damar kireçlenmesi) neden olur. Nikotin kan basıncını arttırır, sigara içmekle solunan karbon monoksit kanın beyne taşıdığı oksijeni azaltır. Sigara içmek kanı koyulaştırır ve pıhtılaşmaya yatkın kılar. Sigara içiciliği beyin damarlarında baloncuk (anevrizma) oluşma riskini de arttırır. Sigara içicisiyseniz sigarayı bırakma polikliniklerine başvurarak bu zararlı alışkanlıktan kurtulmak için profesyonel destek alın. Kaç yaşında ne kadar süre sigara içmiş olursanız olun, sigarayı bırakmakla akciğer hastalığı, kalp hastalığı ve akciğer kanseri dahil bir grup kansere yakalanma riskinizi azaltabilirsiniz.

Sigara içmek inme riskini 2 ila 4 kat arttırır.

Kalp hastalığı

Koroner arter hastalığı, kalp kapağı bozuklukları, düzensiz kalp ritmi (aritmiler, atriyal fibrilasyon), kalp odacıklarında büyüme gibi sık görülen kalp hastalıkları kanın kalpte pıhtılaşmasına yol açabilir. Bu pıhtı yerinden koparak beyni besleyen damarlardan birini tıkayabilir ve inme gelişebilir.

Atriyal fibrilasyon denilen kalp ritm bozukluğu yaşlılarda daha sıktır ve 80 yaşından sonra oluşan her 4 inmeden birinin sebebidir. Atriyal fibrilasyon olması daha ağır ve ölümcül inmeyle ilişkilidir. Atriyal fibrilasyonda kalbin atriyum (kulakçık) denilen odacığında kasılma düzensizleşir ve kan göllenmesi oluşur. Kan durağanlaşınca pıhtı oluşturmaya eğilimlidir. Kalpte atriyal fibrilasyon nedeniyle oluşan pıhtı dolaşıma geçerek beyin damarlarını tıkayabilir. Bunu önlemek için bazı hastalarda antikoagülan denilen kan sulandırıcı ilaçların kullanımı gerekebilir. Uzun süre devam eden ve tedavi edilmeyen atriyal fibrilasyon kalbi zayıflatır ve kalp yetmezliğine yol açar.

Atriyal fibrilasyonda kalbin atriyum denilen odacıklarında fazladan uyarı odakları oluşur, atriyumlar verimli olarak kasılmaz. Üstelik fazladan uyarılar bazen ventrikül denilen kanı vücuda pompalayan kalp odacıklarına geçerek onların da ritmini bozabilir. Atriyal fibrilasyon inme için önemli bir risk faktörüdür.

Kan damarlarının en sık görülen hastalığı ateroskleroz denilen damar kireçlenmesidir. Yüksek kan basıncı yani hipertansiyon damar kireçlenmesine zemin hazırlar, damar duvarını hasarlar.

Kalp hastalığının tedavisi ve kanın pıhtılaşmasını önlemek için aspirin gibi kan sulandırıcı ilaçların kullanımı inme riskini azaltır. Belli şartları sağlayan hastalarda ateroskleroza bağlı daralmış damarlar stent ile açılabilir veya baypas ameliyatı önerilebilir. Boyundaki karotis damarları (şah damarı) beyne kan taşıyan ana damarlardandır. Karotid arter hastalığı denilen durumda bu damarlar oldukça daralır. Genelde inme oluşana dek herhangi bir bulgu vermez ancak doppler ultrasonografi gibi yöntemlerle damarların ne derece daraldığı belirlenebilir.

İnme için uyarıcı işaretler ve geçici inme (TIA)

Eğer geçici inme geçirirseniz hemen doktora başvurmalısınız. Geçici inmede inme benzeri şikayetler olur ama birkaç dakika ile 24 saat kadar sürede tamamen düzelir. Ancak geçici inme olduktan sonraki 90 gün içinde tam inme geçirme riski %17 kadar yüksek bir orandır. Bu nedenle hemen önlem alınması gerekir.

Şeker hastalığı (diyabet)

İnme ve kalp-damar hastalığı açısından şeker hastası olmak 15 yaş yaşlanmakla eşdeğerdir. Şeker hastalığı sadece kanda şeker yüksekliği yapmaz, beyin dahil tüm vücuttaki kan damarları üzerinde bozucu etki gösterir. Ayrıca kandaki şeker düzeyi yüksek iken oluşan bir inmenin sonuçları, şeker kontrol altındayken oluşan inmeye göre daha ağırdır. Şeker hastalarında sıklıkla yüksek tansiyon da vardır ve böylece risk katlanır. Şeker hastalığının tedavisi ile inmeye yol açan sorunların ortaya çıkması geciktirilebilir.

Kolesterol dengesizliği

Düşük yoğunluklu lipoprotein yani LDL molekülü, kolesterolü kanda taşıyarak hücrelere ulaştırır. Yüksek LDL seviyeleri sonucu kolesterol kan damarlarında birikip damar sertliğine (ateroskleroz) yol açabilir. Ateroskleroz kan damarlarında daralma yapar bu da kalp krizi ve inmeye yol açabilir.

Hareketsiz yaşam ve obezite / şişmanlık

Obezite ve hareketsiz yaşam yüksek tansiyon, şeker hastalığı ve kalp hastalığı ile ilişkilidir. Bel çevresinin kalça çevresine oranı ortalamadan fazla olan kişilerin damar tıkanıklığına bağlı inme geçirme riski 3 kat artar. Sağlıklı beslenme alışkanlığı farklı sebze ve meyvelere, tahıl ürünlerine diyette yer vermeyi gerektirir. Yağsız veya yağı azaltılmış süt ürünleri (süt, yoğurt, peynir vb), çeşitli protein kaynakları (deniz ürünleri, yağsız et, yumurta, fasulye, bezelye, fındık, soya ürünleri) da içermelidir. Sağlıklı beslenmede doymuş ve trans yağlar, şeker ve sodyum sınırlanmalıdır. Günde alınan toplam kalori içinde ilave şeker ve doymuş yağların payı %10’dan az olmalıdır. Günlük sodyum tüketimi için üst sınır 2.300 miligramdır (5-6 gram sofra tuzuna karşılık gelir). Alkol tüketimi kadınlarda günde 1, erkeklerde günde 2 içkiyi geçmemelidir, ne kadar az o kadar sağlıklıdır.

Haftada 5 ya da daha çok gün egzersiz yapan kişilerin inme riski daha azdır. Haftada 150 dakika orta yoğunlukta fiziksel aktivite (hızlı yürüme, su içi aerobik, bisiklet) ve 2 ya da daha çok gün kas güçlendirici aktiviteler veya haftada 75 dakika yüksek yoğunluklu fiziksel aktivite (jogging, koşma, yüzme) ve 2 ya da daha çok gün kas güçlendirici aktiviteler yapılması önerilmektedir. Orta ve yüksek yoğunluklu fiziksel aktivitelerin bir karışımı da tercih edilebilir. Gün içinde 30 dakikalık egzersize zaman ayıramıyorsanız bunu 10-15 dakikalık parçalara bölebilirsiniz. Tüm fiziksel aktiviteler önemlidir. Egzersizleri eğlenceli hale getirmek için bir arkadaşınızla beraber yapabilirsiniz, dans dersi alabilirsiniz veya günün farklı zamanlarını deneyebilirsiniz.

İnme riskinizi biliyor musunuz?

Tüm inmelerin %80’i risk faktörlerinin kontrol altına alınması ile önlenebilir.

Doktor muayenesi ile inme için en önemli risk faktörlerinin çoğu belirlenebilir. Aşağıda 55 yaşını geçmiş kişiler için tahmini inme riski ve risk faktörlerinin sağlayacağı fayda için hazırlanmış tabloları inceleyin. Bu tablolar ABD’de yapılmış ünlü Framingham çalışmasından elde edilen verilere dayanmaktadır (1).

İnme risk faktörlerinin çoğu oldukça başarılı bir şekilde tedavi edilebilir. İnme geçirme riski hiçbir zaman sıfıra indirilemese de yaş ortalamasına hatta onun da altına indirilebilir.

ABD’de inme risk faktörlerinin anlaşılması ile inmeye bağlı ölümler on yıllar içinde yarı yarıya azalmıştır. Mevcut tedavilerle inmelerin %80’inin önlenebileceği tahmin edilmektedir.

55 yaşını geçmiş erkekler için 10 yıllık inme riski hesaplama

Sistolik kan basıncı = büyük tansiyon. Kişinin hipertansiyon tedavisi alıp almamasına göre sadece bir satırdaki puan alınır. Atriyal fibrilasyon = kalp ritm bozukluklarından biri.
Erkek cinsiyet için risk faktörü puanına göre 10 yıllık inme olasılığı
Erkek cinsiyet için yaş gruplarına göre ortalama 10 yıllık inme riski

55 yaşını geçmiş kadınlar için 10 yıllık inme riski hesaplama

Sistolik kan basıncı = büyük tansiyon. Kişinin hipertansiyon tedavisi alıp almamasına göre sadece bir satırdaki puan alınır. Atriyal fibrilasyon = kalp ritim bozukluklarından biri.
Kadın cinsiyet için risk faktörü puanına göre 10 yıllık inme olasılığı
Kadın cinsiyet için yaş gruplarına göre ortalama 10 yıllık inme riski

10 yıllık inme riski hesaplama için bir örnek

65 yaşında bir kadın hipertansiyon tedavisi alıyor ve sistolik kan basıncı 107-113 aralığında. Şeker hastalığı yok, sigara içiyor, kalp-damar hastalığı yok, atriyal fibrilasyonu var, sol kalp büyümesi yok. Buna göre aldığı puanlar:

15 puan, 10 yıllık inme riski için %16’ya karşılık gelir. Bu kişi sigarayı bırakırsa puanı 12’ye ve 10 yıllık inme riski de %9’a düşer.

Bu puanlar kişinin kesin inme geçireceğini göstermediği gibi puanın düşürülmesi asla inme olmayacağı anlamına da gelmez. Ancak bu hesaplama ile önlem aldığınız takdirde inme riskini azaltabileceğinizi görmektesiniz. Puanınız kaç olursa olsun risk faktörlerinizi azaltarak olabildiğince aşağı çekmeniz durumunda inme riskinizi azaltabilir hatta olası bir inmeyi önleyebilirsiniz.

Referans

  1. D’Agostino, R.B.; Wolf, P.A.; Belanger, A.J.; & Kannel, W.B.  “Stroke Risk Profile:  The Framingham Study.” Stroke, Vol. 25, No. 1, pp. 40-43, January 1994.

Kaynaklar

Mecburi hizmetini Silopi Devlet Hastanesi’nde yapmıştır. Şu anda Gaziosmanpaşa Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde çalışmaktadır. Uzm. Dr. Deniz Doğan tıp fakültesi eğitimini 2010 yılında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde tamamlamıştır. Tıpta uzmanlık eğitimini 2015 yılında Trakya Üniversitesi’nde tamamlamıştır.
Exit mobile version